birliktelik
ÇOCUK KALABİLMEK

Bu sabah uyanıp kafamı duvara çevirdiğimde bir de ne göreyim? Bugün doğum günümmüş. Bir yaş daha alıyorum hayattan ve gitgide büyüyorum. Bu konuda fikrimi soran da olmadı, büyümek istiyor musun diye. Bugün neler olacak bi düşünüyorum da. Mumlar, pastalar, konfetiler havada uçuşacak, peki neden? Sırf ben bir yaş daha alıyorum, yaşlanıyorum diye. İnsan yaşlanacağına niye sevinir ki anlamıyorum. Bir de şu doğum günü dedikleri şey, her sene her sene kutlanmaz ki. Düşünsene 70-80 yaşına gelince elinde baston, ihtiyar bir adamsın ve çocukların ellerinde pastayla ‘’Hadi baba üfle mumu bak bir yaş daha aldın. ‘’ diyor.

  Benim büyümek istediğimi, büyüdüğüm için sevindiğimi size kim söyledi? Eğer bana sorsaydınız ben size söylerdim;  elinde şeker, sokak aralarında koşup eğlenen, hayatın sıkıntısından derdinden uzak, elindeki 1-2 lirayla markete gidip cips, çikolata alan; akşam eve geldiğinde sırf üzeri çamurlandığı için azar işiten daha sonrasında da annemin beni sobanın yanındaki leğene oturtup güğümde fokur fokur kaynayan suyu kafamdan aşağı dökünce o suyun sıcaklığıyla yanan bir çocuk olmak istiyorum diye. Siz bana hiç sormadınız, ben de hiç itiraz etmedim. Büyüdüm 6-7 yaşıma geldim hadi okula dediniz okuma yazma öğrendim sonrasında önüme bir sürü sınav, ödev getirdiniz yap dediniz ve okuma yazma öğrenirken yine söylemediniz sonrasında bunların olacağını. Ben büyümeye devam ettim, elinde şekerle gezemeyecek, hayatın stresiyle, sıkıntısı ve dertleriyle yüzleşecek kadar büyüdüm. Sonra ne mi oldu? Okuma yazma öğrenip büyüyünce artık daha büyük mektebe gitmek zorundaymışım. Adına da lise diyorlarmış. Gittim haliyle gittim gitmesine de ne önüme koydukları şeyi okuyabiliyorum ne de verdikleri kâğıtları yapabiliyorum. Anama okumam dedim kızdı, döndüm babama okumam ben para kazanacağım dedim tamam yarın gel benimle işe dedi. Sabah uyandım tabi sevinçliyim artık büyüdüm para kazanacağım diyorum kendi kendime. İşe gittim bir gün oldu, iki gün oldu ama bir şey vardı ben çalışmak da istemiyordum. Benim istediğim şey bu da değildi. Haliyle akşam eve gelince anneme okuyacağım ben dedim, o da gülümsedi tabi ben sana demiştim der gibi. Mektebi de bitirdik öyle böyle ama unuttuğum bir şey vardı. Ben gitgide büyüyorum ve artık çocuk değilim, çocukluğuma da dönemeyeceğim. O elinde şekerle mahalle aralarında koşan çocuk artık olamayacağım. Ben artık çok büyük olmuştum; kendi başına kendi kararlarını alıp, ailesinden çok uzakta bir başına yaşayabilecek kadar. Şimdilerde ise çocukları izliyorum hepsi mutlu, ellerinde şeker, koşup eğleniyorlar, düştüklerinde dizleri kanıyor ve gülüyorlar. Keşke çocuk olsam yeniden bir tek düştüğüm için acısa içim. Acaba çevirsem birini desem ki; mutluluğunu bana ver çocuk hayal edemeyeceğin kadar şeker vereceğim sana, verir mi ki mutluluğundan bir parça?

Sosyal Organizasyonlar Direktörü / Emre ERDEM

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir