birliktelik
KENDİ SINIRLARININ DIŞINA ÇIKMAK

Konfor alanı, kendimizi en güvende ve en az riskli hissettiğimiz bir yaşam sürdüğümüz alanın adıdır. Buna hayatımızdan basit bir örnek verecek olursak; okula veya işe her gün birebir aynı yoldan gitmeyi söyleyebiliriz. Belki de başka bir yol çok daha güzelliklerle saklıdır, tabiki bunu denemeden bilemeyiz. Aslında hayatımızın çoğunluğunda da bu böyledir. Kendimize sınırlar çizeriz ve o sınırların dışına çıkılmasını istemeyiz veya tercih etmeyiz. Gözümüzde büyüttüğümüz, asla yapamam dediğimiz şeyleri başarıyla tamamladığımızda ise neden geçmişte yapmamışım diye pişmanlık duyarız.

Başarılı projelere imza atmış iş insanlarına baktığımızda kriz yönetimlerinde aldıkları risklerle onların da aslında farkında olmadan konfor alanlarının dışına çıktıklarını görmekteyiz. Eğer risk almasalardı, kendi sınırlarının dışına çıkamadıkları sürece başarı elde edemeyebilirlerdi. Michael John Bobak’ın dediği gibi “Tüm ilerlemeler konfor alanının dışında gerçekleşir.” Konfor alanının dışına çıkmak stres ve kaygılara neden olsa da hayatımızda ilerlemek için olmazsa olmaz faktörlerden biridir. Konfor alanından her bir çıkış bizi daha güçlü ve daha gelişmiş kılmaktadır. Sadece bu güzel hissi tatmak için bile şans verilmeye değerdir. Konfor alanından çıkma durumu bir süre sonra normalleşmeye başlar ve sonrasında birey hem stresin hem de kaygının ciddi anlamda azaldığını fark ederek büyük ihtimalle hayatın her anından son derece keyif aldığını görecektir. Bu duruma ise en güzel örnek Robin S. Sharma’nın “Konfor alanınızın dışına çıktığınızda, bir zamanlar bilinmeyen ve ürkütücü olan şey artık sizin için normal hale gelir.” sözü olacaktır. Bu süreç, aynı zamanda kişisel gelişime oldukça güzel faydalar sağlamaktadır. Zamanla tekdüze denilebilecek, sıradanlaşmış rutinlerden uzaklaşarak yaratıcılık, pratik zeka gibi yeteneklerin öne çıkarılmasına yardımcı olur. Konfor alanından çıkmak, rutin işlerinizi yapmaktan daha zordur. Bu zorluklar sayesinde kendiniz için güzel fırsatlar elde edebilir ve kendinizin en iyi versiyonu olmak için sağlam bir adım atabilirsiniz.

Kişisel gelişimi adına bir adım atmaya karar veren bireyler ilk önce kendi korkularının farkına varmalı, açık ve net olarak belirlemeli, kendine karşı dürüst olmalıdır. Böylelikle korkuların üstesinden gelmek çok daha kolay olacaktır. Her yenilgi bizleri başarıya biraz daha yaklaştırır. Yenilgileri tecrübe olarak görmek ve hayatımızdan ders çıkarmak bu nedenle çok önemlidir. René Char’ın dediği gibi: “Şansınıza sıkı sıkıya güvenin, mutluluğunuza sarılın ve risk almaya cesaret edin.” Herkesin kendi sınırlarının dışına çıktığı ve başarı merdivenlerini tırmanacağı bir yaşam sürmesi umuduyla...

Sosyal Sorumluluk ve İnsan Kaynakları Direktörü / Ceren Ekmekci

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir