Sıfır nedir, bana anlatabilir misin? Her şeyini kaybetmek mi yoksa her şeye yeniden başlamak mı? Kaybedecek bir şeyin yokken her şeye nasıl yeniden başlarsın ki? Neyin uğruna savaşıp, neyin uğruna mücadele edeceksin? ...  Aynı sıfırın soruları çaresiz bırakması gibi cümlelerim de bazen cevap bulamaz, karmaşık bir hal alır. Önce yazımı yazar sonra okumaya kalkar, hiçbir şey anlamadan noktalarım.   Mesela bahsettiğim birileri var bu masalda, 'aklımda' anlatabilmek istediğim şeyler var, kimsenin göremediği karanlık bambaşka bir dünya var. Korkum elbette karanlık değil sadece denizimi kirletiyorlar!  İçimde ormanlar var kimsenin bilmediği hatta benim bile bilmediğim bitki örtülerim, vahşi hayvanlarım. Bir bir doğup bir bir ölüyorlar. Önce çalınıyoruz sonra çalmayı öğreniyoruz.  Beni, ruhumu, bedenimi, kalbimi bile bana bırakmamışlarken neden içimdeki ormanları, denizleri bıraksınlar? Bana neden saygı, sevgi bıraksınlar? O zaman susacaklar. Ben fark ettiğim anda susacaklar, içimdeki ulumaya başlayan vahşi hayvanlarımı salmadan susacaklar. Dışımdaki dünya ölebilir ama içimdeki dünya defalarca dirilir. İşte bu yüzden bir uçtan diğer uca gidip gelenleri yazmayı kendimden bilirim. Akıl ile fikir arasında kalıp bir adım atamamanın çaresizliğini, herkesin saate bakarken tereddütler yaşadığı saatleri. Sıfırın getirdiklerini kendimden bilirim.  Zaman sıfırının külünden ateş yakanlar o da yetmezmiş gibi alevleri su gibi içenlerin varlığından bir haberler.O zaman yaşamın deliliğe vuran kıyılarını neden bilmezlikten geliyorlar?  Hepimizin aklını bu soruların yoklaması dileğiyle…