Lisedeyken hepimizin en büyük hayali üniversiteye gitmekti . Bunun için yıllarca çabalayıp çalışıp iyi bir üniversite kazanmak için hepimiz çok uğraştık . Her zaman şunu derlerdi “ üniversiteyi bir kazan hepsi geçecek çok rahat edeceksin. ” Bu lafı çevresinden duymayan yoktur diye tahmin ediyorum . Ama asıl iş üniversiteye başlayınca başlıyor aslında . Burada hayatınızın nasıl şekillendiğini göreceksiniz . Bir başına üniversiteye geliyorsunuz . Yeni bir şehir, yeni insanlar ; aileniz yok , mahalle arkadaşlarınız yok ... Ama şu var ki gerçek hayatın başladığı noktaya geliyorsunuz . Bundan sonra tek başınıza , aileniz olmadan bir şeyler yapmaya kararlar almaya başlıyorsunuz. Yeni arkadaşlar , yeni çevreler ediniyorsunuz ;  kah üzülüp kah seviniyorsunuz üniversiteyi kazanmanın değil okumanın zor olduğunu görüyorsunuz ve en önemli olan şey şu ki , üniversitenin bitmesini hiç ama hiç istemiyorsunuz. Öğrenci evinde yaşarken bir kişilik yatağa 3 kişi yatmayı , makarna yemekten bıkacağınız için yemek yapmayı , kimi zamanda aç kalmayı, vize ve final haftasına son gün çalışmayı , not ve soru bulmak için istihbarat ağları kurmayı , 5 tane dersiniz kalmışken ailenize 2 dersinizin kaldığını söylemeyi öğreniyorsunuz . Ama arkadaşlarınızla yaşayacağınız bütün eğlenceler ve anıların bunlara değdiğini yaşayıp görüyorsunuz . Çok hızlı bir şekilde geçecek bu serüvenin sonunda herkes umarım istediği ve hayal ettiği o üniversite hayatını yaşamış olarak buradan ayrılır .