birliktelik
Güven
IMG-20160306-WA0030 Her insan birine güvenmek ister. Sırtını yaslayabileceği koca bir dağ olsun ister arkasında. Bu şekilde güçlü hisseder kendini. Hatta bazen öyle olur ki güven sevgiden daha önce gelir. Sevgiden de önemli miydi sahi? Önemliydi elbet. Yeri geldiğinde sevgiden daha üste koyduğumuz bu his neden ebedi değildi peki?  Koşulsuz dörtnala severken birini, ufak bir şüphe tanesiyle müebbete mahkum kılınmak acımasızca değil mi?  İnce bir çizgi bu mevzu, inceliğinde de can alıcı. “Güven ruh gibidir terk ettiği bedene asla geri dönmez” diyen Shakespeare belki de söylemek istediğimiz onlarca sözü tek cümleyle ifade etmiştir. Peki sizce güven neydi? Sadece sırtını yaslayabileceğin bir dağdan mı ibaretti yoksa mutluluk ve şefkatle aynı anlama mı gelmekteydi?  Cevaptan çok soru aslında; sırtını dayadığın kadar mı,  mutluluğunda huzura doyduğun kadar mı? Birçok belirsizliğin cevabını bulamadığım gibi sanırım bunun cevabını da bulamayacaktım. Ne zaman bir şeyi kalıba sığdırmaya çalışsam ya da tanımlamaya manasız gelir bana. Güvende bu kavramlardan yani, kalıpsız ve şekilsiz.. Bir bakışında bir insanın ya da bir ses tonunda hissettiğin duygudur. Buna sevgiliye duyulan aşkta diyebilirsin, bir anne sevgiside. Sadece güvende değil en güzel duygular da böyle bende, sadece bir kişiye değil, belki bir hayvanda belki bir çiçekte bambaşka bir hal alır. Bir de böyle duygulara soyut derler..  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir