Yalan mıdır insanın içini acıtan şey? Yoksa gecenin bir yarısı insanın içine  -dert-  diye düşüp uyutmayan şeyler mi? En basitinden dertli bir türkü.. Dertsiz türkü var mıdır gerçi? Hoş, içinde sıkıntı var iken türküdeki bütün notalar  -tek- bir nota olarak dönüşüverir insanın beyninde. Lakin daha çok yüreğinde. Notanın ismi de "ah" olsun. "ah.. ahh" "ah"  lar ile yaşamayan insana insan denir mi? Daima mutlu olacak değiliz ya? Peki neden daima mutsuzuz? Kapatın bütün dertli türküleri. Dertsiz türküler de kapansın. Dertsiz türkü olmaz gerçi; neyse. Açın perdeleri, pencereleri! Çıkın balkona. Balkonunuz yoksa eğer, Terasa çıkın. Çünkü balkonsuz ev dublekstir. Tertemiz bir hava çekin içinize, onu ciğerlerinize hissettirin. Kafanızı kurcalayan her şeyi birkaç dakikalığına da olsa sıfırladığınızı inandırın ciğerlerinize. Çünkü ona ne kalp inanır, ne de beyin. Bu sırada birkaç dakikalık ferahlık bir anda bitiverebilir. Aslında her şeyin süregeldiğini, devam edeceğini düşünerek gülümseyin. Komutu ciğerler verse bile gülümseyin, tebessüm dahil.. Sonra ise deyin ki: ‘’ah ulan ah!’’